Geçtiğimiz hafta Bozkır’ımızı kalkındırabilmek
için kurulabilecek fabrika ve tesislerin neler olabileceğinden uzunca
bahsettik. Gelin öyleyse bu hafta “bunları kimler, nasıl yapabilir?”i
tartışalım.
Ekonomisi gelişmiş, kapitalist
ülkelerde üretime dönük yatırımlar, özel müteşebbisler (işadamları) tarafından
yapılır. Ama Türkiye gibi gelişmekte olan ve tam olarak sanayileşememiş
ülkelerde devletin yönlendirmesi ve teşviki olmaksızın büyük yatırımların
yapılması oldukça zordur. Hele ki Bozkır’ımız gibi İç Anadolu’nun kıyısında
köşesinde kalmış bir ilçeye fabrika kurmak, kısa ve orta vadede kâr düşünmek
zorunda olan birkaç sermayedarın yapabileceği bir fedakârlık değildir. Bunu
yapsa yapsa yine devlet yapar. Daha doğrusu buna öncülük eder, zemin hazırlar,
olanak sağlar. Devletin yani kamunun Bozkır’daki önde gelen uzantıları
kimlerdir? Kaymakamlık, belediye, iktidar partisi ilçe teşkilatı..
Kaymakamlığın kısıtlı bütçesi ve sınırlı yetkileriyle fabrika kurma girişiminde
öncülük etmesi olası değil, böyle bir girişimi elbette destekler ama bunun için
gereken hamleyi yapmak kaymakamlığın elinden gelebilecek bir şey değildir.
Öyleyse en başta belediye ve iktidar partisi ilçe teşkilatı sorumluluk
üstlenmeliler. Esnaf ve Sanatkârlar Odası, diğer meslek odaları, derneklerimiz,
muhalefet partilerinin temsilcileri ve
yerel medyamız bu projenin itici gücü olarak fabrika kurma sürecinde aktif rol
almalıdırlar.
Bozkır Belediyesi; borçlarına rağmen çok ciddi bir bütçeye
hükmetmektedir. Hükümet politikaları gösteriyor ki, önümüzdeki günlerde yerel
yönetimler daha güçlenecek bütçeleri de o oranda artacaktır. Bu yönüyle
bakıldığında Bozkır Belediyesinin hâlihazırda var olan potansiyeli zaman içinde
daha da artacaktır. Bozkır’ın en zengin tüzel kişiliği Bozkır Belediyesidir.
Çarşının en gözde yerlerinde belediyemize ait birçok dükkân vardır. Bu dükkânların
başta şuan içinde hizmet vermekte olan işletmecilerine teklif edilmek üzere,
bilirkişilerin belirleyeceği fiyatlar üzerinden veya açık artırma usulüyle
satılması ile elde edilecek para;
rahatlıkla borçları kapatmaya yeteceği gibi
yeni işletmeler kurmak için çok önemli bir kaynak oluşturabilecek seviyededir.
Geçtiğimiz yıllarda bu şekilde ihaleyle satışa sunulan belediyeye ait birkaç
dükkânın çok ciddi rakamlara satıldığını hatırlayalım. Öte yandan üretime
dönük, istihdam sağlayacak işletmelere çok ihtiyacımız olduğu hâlde, bunun
yerine bir belediyenin bu kadar dükkâna sahip olması pek doğru değil. Bozkır’ımıza
da belediyeye de bir katkısı yok bunun. Zaten diğerlerine göre düşük olan dükkân
kira bedellerinin tahsil edilmesinde yaşanan zorluklar bütün Bozkırlıların
malumu. Zamanında bu dükkânlar ticaretin gelişmesi için yapılmış, iyi de
yapılmış, ancak artık bu yerlerin satılarak bunlardan elde edilen gelirin
fabrika kurulmaya dönük harcanması gerekmektedir.
İktidar partisinin ilçe teşkilatı, hükümetin Bozkır’daki temsilcisi
olarak en az Bozkır Belediyesi kadar Bozkır’ın kalkınmasından sorumludur.
Hepimiz Bozkır’lılar olarak bundan sorumluyuz ama sade vatandaşın Bozkır’ı
kalkındıracak yetki ve gücü elinde yoktur. Ancak gerek belediyenin gerekse
iktidar partisi ilçe teşkilatının bunun için hem gücü hem yetkisi vardır.
Gördüğümüz kadarıyla Bozkır’a üretime dönük yatırımlar yapılabilmesi için
iktidar partisi ilçe teşkilatı, Bozkır ve yöresini hükümet nezdinde “kalkınmada öncelikli bölge” haline getirme
yönünde girişimlerde bulunuyor. Ancak bu talepler koordine olarak ve
somutlaştırarak ciddi bir şekilde yapılamayınca etkili olamıyor. Bugüne kadar
bu çabalar sonuçsuz kalmışsa; iktidar partisi ilçe teşkilatı bunun nedenleri
üzerine düşünmelidir. Bozkır Belediye Başkanının iktidar partisine mensup olmayışının
bunda bir etkisi olduğu muhakkak ancak bütün sebep bu değil. Bozkır’ın
kalkınması için birleşmeye ve fedakârlığa ihtiyaç vardır. Siyasi farklılıklar
bir kenara bırakılıp gerekirse Belediye Başkanı ile birlikte fabrika kurma
projesini hayata geçirmek için çaba sarf edilmelidir. Öte taratan, sadece
Bozkır’ın “kalkınmada öncelikli hale getirilmesi” girişimi, fabrika kurulması
için yeterli bir adım olmaz. İktidarla iyi ilişkileri olan Bozkır’lı
işadamlarını Bozkır’a yatırım yapma konusunda ikna etme noktasında da iktidar
partisi ilçe teşkilatına görevler düşmektedir. Örneğin PANKOBİRLİK yönetim
kurulu başkanı Dr. Recep Konuk; annesi Koçaş’lıdır, hemşehrimizdir. Konya,
Kadınhanı, Çumra ve Seydişehir’de tesisler-fabrikalar kurulmasına öncülük
etmiştir. Bozkırımız’a da meyve suyu fabrikası, su tesisi vb tesis ve
fabrikalar kurulması fikriyle yakından ilgilendiğini biliyoruz ama Bozkır’da
bahsettiğimiz kurum ve kişiler düzeyinde güçlü bir irade göremediğinden bunu
şimdilik askıya aldığı söylenmektedir. Eğer biz Bozkır olarak bu müteşebbis
hemşehrimizin karşısına birlik içerisinde çıkmış olsaydık, o güven ve ciddiyeti
hissettirebilseydik bu girişimin hayata geçirilmesi çok daha mümkün olabilirdi.
Sadece işadamlarımızı ikna ederken değil, Ankara ile yani bürokrasi ile olan bütün
ilişkilerimizde de; onca Bozkır’lı bürokrat olmasına rağmen, yetersiz
kalmaktayız. Sebebi yeterli gayreti olması gerektiği gibi birlik ve beraberlik
içinde gösterememiş olmamızdır. Bu sebeple örneğin yapımı devam eden hastanemiz
erken bitirilemedi.
İlçemizde faaliyet gösteren başta
esnaf sanatkârlar odası olmak üzere demokratik kitle örgütlerine ve muhalefet
parti ile teşkilatlarına da fabrika ve tesisler kurulması hususunda büyük
sorumluluklar düşüyor. Bu sorumluluk, bu husustaki taleplerin nedenleriyle
birlikte, mümkün olduğunca sık ve projelendirilerek bozkır belediye
başkanlığına ve iktidar partisi ilçe teşkilatına iletilmesi noktasındadır.
Örneğin; Esnaf ve Sanatkârlar Odası bir fabrika kurulabilmesi için mali ve
hukuki gereksinimler nelerdir, Bozkır’ın büyük esnafları bu girişime nasıl
katkı sunabilirler bununla ilgili bir proje hazırlayıp işaret ettiğimiz gibi
Bozkır Belediye Başkanlığına ve İktidar Partisi İlçe Başkanlığına sunarlarsa
süreç daha hızlanacaktır.
Kimse sorumluluklarından kaçmasın;
kalkınmış bir Bozkır istiyorsak fedakârlık, gayret ve birliğe hayati derecede
ihtiyacımız var.
Yorumlar
Yorum Gönder