EĞİTİM ALANINDA AHVÂLİMİZ (III)


PISA 2009 “Fen Okuryazarlığı” alanındaki sonuçlarına bağlı istatistiksel verilerdir.
         PISA 2009’da fen okuryazarlığı, bir bireyin sahip olduğu fen bilgisi ve bu bilginin soruları tanımlamak, yeni bilgi edinmek, bilimsel olguları açıklamak, fen ile ilgili konularda kanıtlara dayalı sonuçlar çıkarmak için kullanımı; bilgi edinme ve araştırma amacıyla fenin karakteristik özelliklerini anlayışı, fen ve teknolojinin maddî, düşünsel ve kültürel çevremizi nasıl şekillendirdiğinin farkına varması ve duyarlı bir vatandaş olarak bilimle ilgili konulara ve bilimsel fikirlere ilgi göstermesi şeklinde tanımlanmaktadır.
       OECD ülkelerinden Finlandiya, Yeni Zelanda ve Japonya’da öğrencilerin %15’inden fazlasının yeterlikleri 5. ya da 6. düzeydedir. Aynı durum OECD üyesi olmayan diğer katılımcı ülkelerden Şanghay-Çin, Singapur ve Hong Kong-Çin için de geçerlidir. OECD ülkelerinden Meksika, Şili ve Türkiye’de ise 6. yeterlik düzeyine erişen öğrenci olmamıştır.

       Her ne kadar OECD üyesi ülkelerdeki kız ve erkeklerin ortalama puanları arasında anlamlı bir fark olmasa da Finlandiya, Slovenya, Türkiye ve Yunanistan’da kızların ve erkeklerin fen okuryazarlığı ortalamaları arasındaki fark kızların lehine 10 ile 15 puan arasında değişmektedir. Türkiye’de kızların fen okuryazarlığı ortalaması erkeklerden 12 puan daha fazladır.

       Fen okuryazarlığı alanında ortalama puanı en düşük olan bölge 410 puan ile Güneydoğu Anadolu, en yüksek olan bölge 474 puan ile ilimizin de içerisinde bulunduğu Orta Anadolu bölgesidir. Bu alanda en yüksek başarı gösteren öğrenciler fen liselerine (ortalama puanları 576) ve Anadolu öğretmen liselerine (ortalama puanları 560), en düşük başarı gösteren öğrenciler ilköğretim okullarına (ortalama puanları 332) devam etmektedir.


       Fen okuryazarlığı alanında erkek öğrencilerin ortalama puanı 448 iken kız öğrencilerin ortalama puanı 460’tır. Doğu Karadeniz bölgesi dışındaki tüm istatistikî bölgelerde matematik okuryazarlığı alanındaki durumun tersine, fen okuryazarlığı alanında kız öğrenciler erkek öğrencilere göre daha yüksek başarı göstermişlerdir. Cinsiyete göre farkın en büyük olduğu bölge kızlar lehine 44 puan farkın bulunduğu Batı Marmara bölgesidir. En az fark olan bölge ise erkekler lehine yaklaşık olarak 4 puan farkın olduğu Doğu Karadeniz bölgesidir.

Okuma Becerileri Başarısını Etkileyen Faktörler

     Ailelerin ekonomik gücü çocuklarının eğitim başarısını etkilemektedir. Bu etki, ülkeler ve hatta bölgeler arasında önemli ölçüde farklılıklara neden olabilmektedir. Aynı şekilde bazı ülkeler  düşük milli gelir nedeniyle eğitim harcamalarını kısarken, diğer ülkelerin göreceli zenginliği eğitime daha fazla yatırım yapmalarına izin vermektedir.Fakat bu konuda ortalama düzeyde yatırım yapabilen ülkelerde başarı yahut yetersizliği yalnızca bu değişkenle açıklamaya çalışmak da çok doğru olmayacaktır. Örneğin, öğrenci başına yaklaşık 40.000 Amerikan doları harcayan Estonya ve Polonya, öğrenci başına 100.000 Amerikan dolarının üzerinde harcama yapan Norveç ve ABD ile aynı başarı düzeyindedir. Benzer şekilde en yüksek başarıyı gösteren Yeni Zelanda, öğrenci başına ortalamadan daha düşük harcama yapmaktadır.

         Anne-babanın eğitim düzeyiyle öğrenci başarısı arasında pozitif yönde kuvvetli bir ilişki vardır. Bu nedenle, OECD ülkelerinin başarılarını kıyaslarken, yetişkin nüfusun eğitim düzeyinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

         PISA 2009 uygulamasına katılan ülkelerde, öğrencilerin okuma becerileri başarısı okul içi ve okullar arasında büyük bir farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar, toplumların sosyoekonomik,
kültürel özelliklerinden ve coğrafi farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Okullar arası farklılıklar, okullarda verilen eğitimin etkinliği ve niteliğinden kaynaklanabilir. Okulların kendi içlerinde de farklılıklar görülebilir ve bu farklılıkları ölçmek daha da zordur. Sonuç olarak, öğrenci başarısı okullar genelinde önemli ölçüde farklılık göstermektedir.
 
        Zevk için okumaya ayrılan zaman, öğrencilerin ne sıklıkla ve ne kadar süre okuduklarını ölçmektedir. Zevk için okumaya ayırdıkları zaman, öğrencilerin okumaya olan ilgilerinin bir göstergesidir ve ne sıklıkla okuma yapıldığı da okuduğunu anlama ile yakından ilişkilidir (Baker & Wigfiield, 1999; Cipielewiski & Stanovich, 1992). Stanovich (1986) okuma ve başarı arasındaki “Matthew” etkisinden bahsetmektedir; iyi okurlar, daha çok motive oldukları için daha çok okuyacaklar, bu da sonuçta, onların sözcük haznelerinin genişlemesine ve anlama becerilerinin gelişmesine yol açacaktır. Zevk için okumaya günde 30 dakika veya daha az zaman ayıran öğrencilerle, zevk için okumaya hiç zaman ayırmayan
öğrencilerin arasındaki fark, 36 ülkede 30 puandan fazladır. Bu puan farkı, İzlanda, Lihtenştayn, Belçika, Fransa ve diğer katılımcı ülkelerden Şanghay-Çin’de 60 puanın üzerindedir. Fakat, hiçbir ülkede zevk için okumaya günde yarım saatten fazla, bir saatten az zaman ayıran öğrenciler ile günde bir veya iki saat zaman ayıran öğrenciler arasındaki puan farkı 20 puandan fazla değildir. Buradan çıkaracağımız sonuç ise çocuklarımıza günden yarım saatten az da olsa zevk için okuma alışkanlığı kazandırmamız gerektiğidir.

       
Öğrencilerin okumaya duydukları ilgi, aynı zamanda, öğrencilerin okudukları çevrim içi (online) materyallerin çeşitliliğine ve çevrim içi materyalleri okumaya ayırdıkları zaman ile de belirlenmektedir. E-posta okuyan, çevrim içi sohbet eden, haberleri çevrim içi okuyan, çevrim içi sözlük veya ansiklopedi kullanan, çevrim içi tartışmalara katılan, çevrim içi araştırma yapan öğrenciler, ya çok farklı materyalleri okudukları ya da düzenli olarak çevrimiçi materyallere ulaştıkları için, genellikle, çok az çevrim içi okuma yapan öğrencilere göre daha yetkin okurlardır. PISA 2009’un tüm katılımcı ülkelerinde, çevrim içi okuma yapan öğrenciler, daha iyi başarı göstermişlerdir.

         OECD ülkeleri genelinde, kız öğrenciler, okuma, hatırlama ve metinleri özetleme ile ilgili etkin
stratejiler konusunda erkek öğrencilerden daha bilgilidirler. Kız öğrenciler, ezberleme ve kontrol stratejilerini daha çok kullanırken, erkek öğrenciler keşfetme stratejilerini kız öğrencilerden daha çok kullanmaktadır.

        Elde edilen sonuçlara göre, üst düzey başarı gösteren ülkelerin aynı zamanda öğrencilerin nasıl özet çıkarılacağını iyi bilen öğrencilerden oluştuğu görülmektedir. Etkili özetleme stratejilerinin farkında olma ve okuma becerileri başarısı arasındaki pozitif ilişki, bütün OECD ülkeleri arasında görülmektedir. OECD ülkelerinde, özetleme indeksindeki bir birimlik artış, okuma becerileri ölçeğinde 42 puanlık bir artışa ve 48 kadar ülkede 35 puan ve üzerinde bir artışa karşılık gelmektedir. Türkiye’de özetleme indeksindeki bir birimlik artış, okuma becerileri ölçeğinde 31,7 puana karşılık gelmektedir.

Yorumlar