Utkan Ekinci tarafından 2 Temmuz 2007 tarihinde Kütahya Dumlupınar gazisi sonrası kaleme alınan makaleyi sizlere aktarıyoruz.



Merhaba,
Konya gezisini bitirip İzmir’e doğru yola çıktık. Daha giderken yolda Dumlupınar Şehitler Abidesi işaretini görünce, gezi planıma dahil etmiştim. Afyon'da kaymaklı ekmek kadayıfını mideye indirdikten sonra, sıcağa rağmen bu mekanı görmeden dönmeyelim dedik. 

Anayoldan yaklaşık bir kilometre içeri girince, Dumlupınar’ın girişindeki bir tepede şehitliği ve muazzam Mehmetçik heykelini görüyorsunuz. Yüzünü batıya dönmüş, elde tüfek Yunan’ları iki dağ arasında sıkıştırıyordu. Su Çılgın Türker’den hatırladığım iki ordumuz doğudan, Fahrettin Altay’ın süvarileri de batıdan sarmış Yunan ordularını. İki taraftan basılan birlikler çil yavrusu gibi dağılmış ama nafile, son 4 yıldır çektirdikleri eziyetin bedelini burada çok ağır ödemişler. Şehitlik abidesinin yanına çıkınca bu olayın nerede gerçekleştiğini kestirmek mümkün.
Abidenin bir diğer güzelliği, burada şehit olanlardan, vatanin her bölgesinden birer tanesini seçmişler, birer anıt mezar yapmışlar. Ekte bunlardan örnekler var. Bu araziye girince insani hemen bir hüzün kaplıyor. Bu abartı değil, bizimle beraber ziyaret edenlerin hepsi susuyor, mezarlara bakıyor, iç geçiriyordu. Köylerinden gelmiş bir grup ellerinde kuranlar, parça parça mezarların başına dağılmışlar, dualarını okuyorlardı.
Beni bu manzarada en çok etkileyen ekteki fotoda göreceğiniz çocuğun mezarı oldu. Ömeroglu Hüsnü, 8 yasında. Yavrum ne yapıyordun sen cephede? Kim bilir kursun mu taşıyordun küçücük ellerinle? Yada elde bir tasla, ateş hattında su mu dağıtıyordun? Hiç mi umudun kalmamıştı yasamdan, bu kadar mi bağlandın toprağına, özgürlüğüne? Güneş gözlüğüm gizledi orada, biraz yas aktı gözümden, ama içimde hüngür hüngür ağladım o çocuğun ruhuna.
Bir diğer etkileyici olayda yine ekteki fotoda görünüyor. Bu heykelin hemen yanında bir yazıt vardı, aktarıyorum buraya;
Bu anıt oğlu Mehmet 8 yasında iken, 1912 yılında Balkan Savaşına katılan, Galiçya, Hicaz, Yemen, Kafkas Savaşlarında cepheden cepheye koşarak çarpışan, Doğu Cephesinden Kurtuluş Savasına katılan ve Dumlupınar Başkomutanlık Meydan Muharebesinde, 19 yasında Alay Sancaktarı oğlu Mehmet Onbaşı ile karşılasan ve 31 Ağustos 1922 günü şehit düsen; Cetçili Kara Ali Çavuş’un muhteşem destanidir.
Oğul kahraman Onbaşı Mehmet, 9 Eylül'de İzmir’e giren birliğin başında şehit olmuştur. Yüce kahramanları minnet ve şükranla anıyoruz.
Söyleyecek bir şeyim yok artik. Bugün ülkeyi pazarlayanlar, üzerine uzlaşmacı politika deyip, kendi sefil emellerine çalışanlar lütfen bir defa gelsin buraya. Bir defa sadece baksınlar mezarlara tek tek. Hala devam ederse soysuzluğuna, hala devam ederse iki yüzlü çirkef tavrına ben gideyim bari bu vatandan...
Sevgiler

Yorumlar