Kul hakkı
affedilmeyen günahlardandır. Herkesin hak ve hukukuna saygılı olalım, Kul
hakkıyla Allahın huzuruna çıkmaktan sakınalım. Kul hakkını, hak sahibi
bağışlamadıkça Allahın bağışlamayacağını bilelim. Dünyadaki birçok kötülük,
kavga ve cinayetlerin, insanlar arasındaki huzursuzlukların, kul haklarına
saygı göstermemekten meydana geldiğini unutmayalım.
Yeryüzündeki varlıkların en mükemmeli insandır. Çünkü O en güzel
bir şekilde yaratılmış, akıl nimetiyle donatılmıştır. İnsan için başka insanlarla
tanışmak, yardımlaşmak onlarla bir arada yaşamak en tabii bir ihtiyaçtır.
Yeryüzünde huzur içerisinde bir hayat sürdürmek, Allahın sayısız nimetlerinden
meşru ölçüler içerisinde yararlanmak, neslinin devamını sağlamak ve
ihtiyaçlarını karşılamak toplu halde yaşamaya bağlıdır.
Cemiyet halinde yaşamak
karşılıklı hak ve sorumluluklarda beraberinde getirmektedir İnsanlar arasındaki
bütün bu ilişkiler fertlerin karşılıklı hakları içerisinde yer almaktadır. Ana-baba,
evlat, eş, komşu, akraba, arkadaş, işçi, işveren hakları bu tür kul
haklarındandır.
Bir gün bu fani hayat son bulacak gerçek hayat dediğimiz. Ahiret
hayatı başlayacak ve herkes dünyadaki hayatından hesaba çekilecektir. Akıllı ve basiretli insan; Allaha ve
onun kullarına karşı vazifelerini yapan, hak ve hukuka saygı gösterip, hesap
gününe borçsuz ve günahsız olarak gitmeye çalışandır.
Şu gerçek
hiçbir zaman unutulmamalıdır: Kim iyilik ve kötülük olarak ne yapmışsa
mutlaka karşılığını görecektir. Nitekim Cenabı Hak Kuran-ı Kerim de Kim zerre
miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı kötülük işlerse onu
görür. Buyurmaktadır.
Sevgili
Peygamberimiz ise; Bir kimsenin diğer bir kimsenin haysiyetine
yahut malına tecavüzden dolayı üzerinde bir hak bulunursa altın ve gümüşün
geçmediği hesap günü gelmeden helalleşsin. Aksi takdirde yaptığı haksızlık
ölçüsünde iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir. İyiliği yoksa hak
sahibinin günahından alınıp haksızlık eden kimseye yüklenir buyurmaktadır.
Hak sahibinin hakkını vermeyenler, şu halde diyebiliriz ki;
Müslüman kul haklarına son derece titizlik göstermelidir. Bilerek veya
bilmeyerek başkalarının hakkını alan kimse o hakkı ödemek ve helalleşmek
suretiyle kendisini kurtarmaya çalışmalıdır. Haksızlık edip de hak sahibine
hakkını vermeyenler Ahirette pişmanlık duyacaklar ve çetin bir azaba
uğrayacaklardır.
Hikmet
ehli zatlar buyuruyor ki; Bir kimse peygamberlerin yaptığı ibadetleri
yapsa fakat üzerinde bir kuruş kul hakkı bulunsa bu bir kuruşu ödemedikçe
Cennete giremez. Kul kakı çok mühimdir. Allah’ü Teâlâ her türlü günahı
affedebilir. Ama kul hakkıyla gelmeyin buyuruyor. Kul hakkıyla gidenin işi
adalete bırakılır. Adaletin ne şekilde hüküm vereceği belli olmaz. Allah
korusun çok kimse ümitle gider de hali perişan olur.
Size haksızlık eden, zulmeden, malınızı mülkünüzü gasp eden
aslında size iyilik etmiştir. Eyvah onların haline. Sen mazlum onlar zalim.
Alan düşünsün. Ahirette zalim ağlayacak, mazlum gülecek zalim verecek, mazlum
alacak.
Haftanın Sözü: İnsan
dünyadan 3 şeye hasretle gider!*Topladığına doyamadan*Umduğuna kavuşamadan*Önündeki
ahret yolculuğu için iyi bir azık temin edemeyerek.
Yorumlar
Yorum Gönder