Bir şehrin en zengini öldüğünde, tellallar sokaklara dökülüp: Ey ahali
diye bağırmışlar. Biliyorsunuz Veli Efendi öldü. Bir vasiyeti var. Ahiret
hayatına alışabilmek için, Kendisine bir günlük yardımcı arıyor. Kim ki,
mezarındaki ilk gecesini onunla beraber geçirirse, Veli Efendiye ait servetin
yarısı kendisine verilecektir. Ey ahali duyduk duymadık demeyin!
Tellalların
bütün çabasına rağmen kimse bu parlak, fakat korkulu vasiyete kulak vermemiş. Ama
sonunda, şehrin en fakiri sırt hamallarından birisi çıkmış ortaya. Adamcağız
bakmış ki, hayatta zaten sırtındaki küfesinden ve ipinden başka bir şey yok. O
halde Hamal olarak yatıp ertesi sabah
zengin olarak kalkarım diyerek razı olmuş.
Genişçe
bir mezara, iyice kefenlenen zengini ve yanına hamalı yatırmışlar. Az sonra
sual melekleri gelmiş nasıl olsa ikisi
de bize emanet diye kendi aralarında konuşmuşlar. Zengin nasıl olsa burada kalacak, önce şu hamaldan başlayalım!
Sorarlar: Dünyada malın mülkün var mıydı?
Alay etmeyin demiş, hamal. Sırtımdaki küfeden
ve ipten başka hiçbir şeyim olmadığını siz de bilirsiniz. Peki diye eklemiş
melekler, O ipi neyin karşılığında aldın? Sonra küfeyi ne iş gördün de nasıl
elde ettin? Anlatmış hamalcağız. Beş kişinin malını 10 kuruşa taşıdım. İkisini yedim,
sekizini sakladım. Ertesi günde aynı işleri yaptım. Yemedim içmedim, ucuza
taşıdım ve bunları aldım.
Melekler: Çık çık demişler, çık olmadı!
Hasan Efendiden aldığın para, hak ettiğinden çok düşük. Biz ondan bunun
hesabını soracağız. Mehmet Efendiyle de ucuza anlaşmış ve ucuza taşımışsın… İyi
ama diye cevaplamış hamal, hak ettiğim parayı isteseydim, bana taşıttırmazdı. Taşıttırmayınca
da aç kalırdım… O bizim işimiz demiş melekler, nasıl olsa buraya o da gelecek.
Biz senin adına ona sorarız.
Yani sen,
kendi nefsine zulmetmişsin! Nefsine zulmetmek de günahtır, bilmez misin?
Hamalcağız ne cevap vereceğini düşünüp ecel
terleri dökerken, sabah olmuş. Açılan mezardan yukarıya bir bakmış ki, bütün
millet orada! Merakla bekliyorlar!
Kadı
Efendi ve şehrin mehter takımı da kendisini bekliyor. Bir kıyamet ki sormayın Kutlu olsun demişler. Bu gece kimsenin
yapamayacağı bir işi başardın helal olsun sana! hemde, bak çok zengin oldun!
YOOO, diye bağırmış hamal;
İstemem sizin olsun… Ben, bir iple küfenin hesabını sabaha kadar veremedim, Ya
o kadar servetim olsaydı ne yapardım? Diyerek koşar adımlarla orayı terk etmiş
.
*Haftanın sözü: Hak edilmemiş alkış, sahte
para gibidir. Toplayana er geç zarar verir.
Yorumlar
Yorum Gönder