Evliyalar Şehri İSTANBUL!


Allah dostlarının Türbe ve Kabirleri  &  Manevi fatihlerden ZUHURATBABA
İstanbul, Bakırköy’de bugün Zuhurat baba olarak anılan semtte türbesi mevcut bulunan veli’dir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un Fethi esnasında Bizanslılar bütün su kuyularını zehirleyince, savaşın en yoğun şiddette yaşandığı anlarda Osmanlı ordusu su ihtiyacını karşılayamayıp susuzluk sorunuyla karşılaşır.
 Su sıkıntısının artmaya başladığı anda sırtında su kırbası elinde su tasları ile aksakallı nur yüzlü bir kişi ortaya çıkar. Bu kişiye askerler aniden beliren anlamında ZUHURAT BABA diye seslenirler.
Sırtındaki tek su kırbası ile koskoca ordunun susuzluğunu gideren bu mübarek zatın savaş sonunda şehit olduğunu, kanlar içindeki aksakalı ile yerde yattığını ve kırbasından sanki bir pınar gibi sürekli su aktığını görünce bu kişinin bir Allah dostu olup, Müslüman Türk ordusuna Allah tarafından gönderildiğini anlarlar ve olduğu yere gömerler.
Sarıyer’de Telli Baba- Kartal’da Gözcü Baba-Bakırköy’de Zuhurat Baba İstanbul’un manevi fatihlerindendir. Türbesi Bakırköy’de bulunan Zuhurat Baba, özellikle Cuma günü büyük ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Zenbilli Ali Efendi: Osmanlı döneminin âlim ve velilerinin meşhurlarındandır.8 ci Osmanlı şeyhülislamıdır. İsmi Ali Olup, Babasının adı Ahmed’dir. Lakabı Alâeddin el- Hanefi er-Rumi’ dir. Aslen Aksaraylıdır. O zaman Aksaray, Karaman eyaletine bağlı olduğu için kendisine Karamani nisbeti de verilmiştir. Ayrıca evliyanın ve âlimlerin meşhurlarından olan Cemaleddin Aksarayi’nin torunudur. Dedesine nispetle Cemali denilmiş ve Ali Cemali ismiyle tanınmıştır.

Evinin penceresinden bir zenbil sarkıtılır, sual soranlar suallerini bir kâğıda yazıp zenbile koyardı. O da çekip suallerin cevabını yazıp tekrar zenbili sarkıtırdı. Bu sebeple Zenbili Ali Efendi ismiyle meşhur oldu. Doğum tarihi bilinmemekle olup 1526 (Hicri 932) de vefat etti.
Molla Hüsrev’den ilim dersi, Zenbili Ali Efendi ilim tahsiline memleketinde başlayıp, Alâeddin Ali bin Hamza Karamani’den ders aldı. Kuduri Muhtasarı’nı ve Nesefi Manzumesi’ni ezberledi. Bu ilk tahsilinden sonra İstanbul’a gitti. Orada zamanın meşhur âlimlerinden olan Molla Hüsrev’in derslerine devam edip, ilim öğrendi.
Sonra Molla Hüsrev onu Bursa’ya gönderip, Sultan Medresesi müderrisi Hüsam zade Mevlana Muslihuddin’den ders almasını tavsiye etti. Bu zatın derslerine devam edip, ondan akli ve nakli ilimleri öğrendi. İlimde yetiştikten sonra hocası Mevlana Muslihuddin onu kendisine mi-id(yardımcı müderris)seçti. Kızı ile evlendirip damadı oldu. Çeşitli medreselerde müderrislik yaptı.
Fatih Sultan Mehmet han devrinde, Edirne’de Taşlık Ali Bey Medresesine müderris tayin edildi. Fakir olduğu öğrenilince padişah tarafından kendisine bir miktar kıymetli elbise ile beş bin akçe ihsan olundu 1477(H 882) de Edirne’de Beylerbeyi Medresesine geçti.
Bu sırada kendisini çekemeyenlerin tutumları karşısında müderrislikten istifa edip bir rivayete göre Şeyh Muslihuddin Ebül- Vefa’ya diğer bir rivayete göre de Halvetiyye büyüklerinden Şeyh Mesudi Edirnevi’ye talebe olup tasavvufta kemale geldi. Adres: Sinan Ağa Mah. Zeyrek Yokuşu(SGK Unkapanı Müdürlüğü arkası) Fatih/İst
Haftanın Sözü: İyi tohumlar yeşerecek toprak ararlar, bulamazsalar kaybolur giderler. Daha iyi tohumlar yeşereceği toprağı bulurlar.(made-in. Nuri Yüceer)

Yorumlar