Dert doğada, derman
da doğada. Doğayı açıklayan en güvenilir yöntem bilimdir. Hastalıklar artıp
çeşitlendikçe başta tıbbi müztahzarlar (jenerik ilaçlar) olmak üzere tedavi
yöntemleri de gelişmekte. Tıbbın bütün ilerlemesine rağmen üfürükçüden,
medyumdan ve cinciden medet umanlar azalmadı. Bunun sebepleri üzerine
düşünmemiz lâzım.
Kerameti meçhul
kişi ve yöntemlerle sorunlara bilim dışı çözümler aranmasına “cehalet” diyip
geçemeyiz. Kuşkusuz cehalet en başta gelen etkenlerden. Ancak tahsil görmüş
insanları bile üfürükçülerin, muskacıların, medyumların ve falcıların kapısında
gördüğümüze göre bu cehaleti besleyen başka etkenler de var. Örneğin ilaç ve
sağlık sektörünün bazı kronik
hastalıklara kesin çözüm bulamamış (!) olması bu
etkenlerden birisi. Televizyonda ve internette reklamları dönen sözde
zayıflama, sigara bırakma, bel, diz ağrısı, kanser, psikolojik rahatsızlıklar
gibi rahatsızlıklara iyi geldiği söylenen eczanelerde satılmayan, nerde ne
şekilde hangi koşullarda üretildiği belirsiz, hangi maddeyi ne oranda içerdiği
şüpheli sözde bitkisel “ilaçların” veya sözümona doğal "ürünlerin"
bekleneni verememesi sebebiyle tıbbi ilaçlara olan güven duygusunun da
zedelenmesi ise bir diğer etken. Sağlık hizmetinin kırsala yayılamaması, uzman
doktorların olduğu tam teşekküllü sağlık kuruluşlarının geniş kitlelere
ulaşamaması da bir başka etken. Dikkat edersek bu etkenlerin hepsi insan sağlığını “kâr zarar hesabına”
endeksleyen sistemlerin ürünüdür. Aynı
şekilde üfürükçülük, muskacılık, büyücülük, medyumluk da “hizmet” değil kâr elde edilen bir “sektördür” ve pazara
dönüşmüş durumdadır. İnançların istismara açık olarak yanlış kavranması ve
batıl kanaâtlerin artmasıyla da maalesef ki insanlarımız bilimden başka
çarelere yönelebilmektedir. Eski çağların kalıntısı bu adetlerin sürdürülmesi,
hatta mürekkep yalamış insanlarca bile kabul görmesi gülünç ve aynı zamanda
acıklı bir durumdur.
Ne diyelim insanlar
tedavi olamayıp madur kalıyorsa ortada tek bir kabahâtli yok. Cehaleti besleyen
sistemler de, o sistemden nemalananlar da, o sisteme tabii olan, umudunu o
sisteme bağlayan zavallılar da, o sisteme itiraz etmeyenler de kabahâtli. 21.
Yüzyılda hâla sağlığımız sağlıksız yöntemlere emanet ediliyorsa, sağlık olsun.
ÖMÜR ÇAKMAK
Yorumlar
Yorum Gönder