HER ŞEY SİZLERİN AVUÇLARINDA!




Zamanın birinde çok akıllı iki kardeş yaşarmış. Etrafındaki ve okuldaki bilgiler kendilerine yetmediğinden, annesi onları, yaşadıkları beldenin bilge adamına götürmüş!
          Kardeşler bilge adama pek çok sorular sormuşlar ve her defasında kendilerinin tatmin olduğu cevaplar almışlar. Bunlardan çok memnun olan kardeşler, bir müddet için bilge insanın yanında kalıp daha çok şeyler öğrenmek için annelerinden izin istemişler ve bilge adamın yanında kalmışlar. Bilge adama sordukları ve aldıkları cevaplara çok sevinen ve mutlu olan çocuklar bir süre sonra bu işten sıkılmaya başlamışlar.
            Bilge insanın bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım diye düşünmüşler.
          Kardeşlerden biri “Buldum” demiş. İki elimin arasına bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım! Avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölümü? Ölü derse kelebeği bırakacağım! Canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım! Her ne söylerse cevabını bilemeyecek! Kelebeği ellerinde tutan kardeşlerden biri, kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış sormuş
         
   “Avucumun içinde bir kelebek var canlı mı ölümü”?
            Bilge uzun uzun çocuğun gözlerinin içine bakmış ve cevaplamış:
            “ Senin ellerinde evladım, senin ellerinde…” Diyerek devam etmiş.
            Aşkınız, Geleceğiniz, Gençliğiniz, Hayatınız, Yarınlarınız, Her şeyiniz!

EFE NİN SONU
            Vaktiyle çok ünlü, büyük zaferler kazanan, gücü ve çevresi olan, herkes tarafından saygı duyulan bir Efe vardı. Efe dağda yaşar oradan obasını yönetirdi. Şehre inmezdi Olur ya birini görür âşık olur diye, Gitmek istemezdi. Günün birinde Efe nin aklını çelip şehre inmesine razı ederler.

                Şehirde Yorgi nun dükkânına soğuk bir şeyler içmek için girerler. İşte o zaman olanlar olur.  Efe Yorga nun kızı Maria’ ya âşık olur. Dağa dönmüş ama aklı Maria, da kalmıştır.  Zamanla Efe Maria ile görüşür evlenmek ister.

 Yorgi ve kızı evlilik için üç şart koşar.

İlki pala bıyıklarını keseceksin! Efe der ki Bu bıyıklarımdan dolayı saygı gösterenlerim çoktur. Nasıl keserim? Der. Üstelik bıyıksız halde bir ay da dağda kalması istenir.

 Gözü kör âşık Efe çaresiz, bıyıklarını kesip dağa çıkar. Herkesin Efe, ye bakışı değişmiştir,  kimisi eleştirir, ama bunu neden yaptığını bir türlü anlayamazlar.

Bir ay sonra Efe ile görüşen Maria ikinci şartını da söyler;
Obadaki tüm altınları bana getireceksin, Efe ona da tamam der, hazineyi getirir. Ve teslim eder. Ve son şart gelir.

      Yorga der ki: Gelip bizim evin arkasındaki kulübede yaşayacaksın sen dağ kültürünü fazlaca almışsın, biraz medeniyet öğren, sonra da bir parti düzenler, evliliğinizi ilan ederiz. Der.

 Efe çaresiz kümes gibi bir kulübede yaşamaya, başlar Maria dan da her gün davranış dersleri almaya başlar. 

Ve beklenen gün gelip çatar Yorga evin bahçesinde parti düzenler Efe evlilik hayaliyle partiye katılır. Ama Efe yi görenler gözlerine inanamazlar:  Medeniyet konusunda yetiştirilen eğitim alan bizim Efe kız kılıklı bir şey oluvermiştir. Görenler gülüşerek dalga geçmeye başlarlar

 Efe’ Yorga’dan kızını istemek için izin isteyince;
 Yorga, davetlilere dönerek acı dersi verir:
Benim kılıbık kılıklı birine verecek kızım YOOK.

Yorumlar