Günümüz toplumunda hangi kesime
bakarsanız bakınız iş adamlarımız, idarecilerimiz, TV lerde spor yorumcularımız
hatta din görevlilerimiz En iyisini ben
bilirim, benden başka bu işi bilen yok, En güzelini ben yaparım. Zihniyetinigörürsünüz.
Herkeste kendisinden başkasını aşağılama,küçük görme fikri hâkim. Batı
toplumlarında ise bu durum tam tersi başkasına saygı, insan haklarına riayet,
aşağılama(ma) vb. insani değerler zirvede. Makbul olan değerlerde bunlar olsa
gerek.
Son
yıllarda çok yaygınlaşan, Başarılı olmak
üzerine yazılmış Batı menşeyli kitapların ortak ifadeleri şu; İşinizde, uğraşı alanınızda ne kadar
tecrübeli olursanız olun, başkasından fikir almayı unutmayın! Fikir aldığınız
kimseler ne kadar çok olursa o kadar başarıyı yakalama şansınız olur.
Ne
garip bir durum ki, bizim yapmamız gerekenleri onlar yapıyor ve bize tavsiye
ediyorlar. Danışmayı prensip edindikleri gibi, bir yanlışından dolayı biri
kendisini ikaz etmişse, ona kızmak yerine teşekkür ediyorlar. Bir toplum bu
kadar nasıl değişir değerlerinden nasıl uzaklaşır anlaşılır gibi değil.Onlar
ile biz arasındakien önemli zihniyet farkı,
Onlar önce düşünür sonra yapar, Biz önce yapar sonra düşünürüz.
Kimlerle istişare yapılır?
Herkesle istişare edilmez. İstişare edilecek kimsede şu vasıflar bulunmalıdır;
İstişare edilen kimse akıllı olmalıdır! Hadis-i şerifte buyruldu ki: Akıllıya
danışıp onu dinleyen, doğruyu bulur, dinlemeyen pişman olur. Dost olsa da
cahille istişare etmekten sakınmalıkendini beğenenden uzakdurmalı, Tecrübeli
işin ehli olmalıdır. Çünkü her şey akla,
akıl da tecrübeye muhtaçtır. Hadis-i şerifte buyruldu ki: Tedbirli kimse,
işinin ehli olana danışıp ona göre hareket eder.
Hz Lokman oğluna
buyurdu ki Yapacağın işi daha önce bunu denemiş, tecrübeli kimselere danış!
Çünkü onlar kendilerine pahalıya mal
olmuş doğru görüşleri sana bedava verirler. Hz. Ömer Allahtan korkanlarla
istişare edin buyurmuştur. İstişare edilen dost olmalıdır! Dost olmayan
kimseler yanlış bilgi verebilir. Fikrî kuvvetli, sıhhatli olmalıdır! Fikri
dağınık, kaygılı kimselerin görüşü isabetli olmaz. Danışılan güvenilir kimsedir. Biliyorsasöyler,
bilmiyorsasükûteder. Danışılan kimse insanların halini, zamanın ve ülkenin
şartlarını bilmelidir.
Hep
kendi düşüncesi ile hareket eden, doğruyugöremez. Akıllı ile istişare galibiyettir,ahmakla istişare mağlubiyettir.
Her sanatı ehlinden öğrenmek, her iş de ehline danışmak gerekir. Bilinen şeyde
istişareye gerek yoktur. Fakat bildiğimizi zannettiğimiz nice şeyleri
bilmediğimiz ortaya çıkıyor.
Bir
iş neticesine göre ölçülür. Bir işin sonun hayırla mı, yoksa şerle mi
biteceğini bilemeyiz. Olmasını şiddetle arzu ettiğimiz bir iş bizim için çok
hayırlı olabilir. Bunun aksine olmasını istemediğimiz bir iş bizim için çok
hayırlı bir iş olabilir. Danışarak yapılan işin neticesi hayırlı olur. Onun
için Danışan dağı aşarmış, danışmayan
düz ovada şaşarmış. Meşveretsin(Ehil olmayan kimseler) yapılan şeylerden hayır
gelmezmiş.
Kendi
görüşünde direnen bir kişi, başka fikre muhtaç olmaktan kendisini hiçbir zaman
kurtaramaz. İşlerinde güçlükle karşılaşanlar akıllı kişilerin görüşlerine
müracaat edip istişare etmeli! İstişare, kendi görüşünle baş başa kalıp pişmanlık duymaktan iyidir. İstişare doğru yolu
bulmanın doğruyu yapmanın pişmanlık duymamanın tek yoludur.
Yorumlar
Yorum Gönder