Bu GENÇLİK Bizim!



Hiç şüphesiz bir milletin en büyük zenginliği gençliğidir, Gençliğin fizik, ruh ve fikir sağlamlığı milletin geleceğini tayin eder. Türkiye de çocuk yetiştirilmiyor. Çocuk besleniyor. Ülkemizde, tutarlı, sağlıklı eğitim ve öğretim sistemi dahası GENÇLİK POLİTİKASI yok!
İstanbul’daki lise öğrencilerini ele alan geniş kapsamlı yapılan araştırma korkunç gerçeği ortaya koydu. Giderek yaygınlaşan uyuşturucu kullanım yaşı 14 e kadar indi. Lise öğrencileri arasında yapılan son yılların en kapsamlı madde kullanımını ele alan araştırma lise öğrencileri arasında esrar, kokain, hap gibi uyuşturucuların kullanımının yaşandığını gözler önüne serdi.
Akşam gazetesinin haberine göre, çarpıcı araştırmayı İstanbul valiliğinin onayıyla İl Milli Eğitim müdürlüğü ile il Emniyet müdürlüğü ortaklaşa yaptı. 28 ilçede 154 okul 31bin 272 öğrenci katıldı. Araştırma uyuşturucuyla tanışma ve kullanma yaşının 14 ‘e kadar indiği 14-18 yaş arası gençliğin uyuşturucu bataklığına saptandığını gösteriyor. Raporda
yaşa paralel kullanımı artan maddelerden en fazla esrar ve reçetesiz satılan uyku ilacı ve sakinleştiricilerin tercih edildiği görülürken, Sigara kullanma oranı ise % 56 olduğu görülmüştür.
Bunları kim kullanıyor! Sokağa kim salıyor? Bunları kim satıyor, kim temin ediyor? Diye tepki gösterenlere, sormak gerekir! Siz, biz, aile ve toplum olarak çocuklarımıza, gençliğimize ne verdik! Çocuklarımızı beslemekten, yetiştirmeyi unuttuk! Daha acı olanı devletin, iktidarın, muhalefetin, ülkeyi yönetmeye talip siyasi partilerin bir Gençlik politikası var mıdır?
Öncelikle eğitimde fırsat eşitliği yok. Bölgeler arası hatta büyükşehirlerde semtler arası okullarla ilgili farklar ve şartlar ortada. Özel okul, devlet okulu, dershane konuları başlı başına bir sorun, dershaneler adeta olmuş birer ticarethane. Bütün bu aşamaları geçip üniversiteyi bitiren gençler mutlu mu? Ne gezer. Bugün diplomalı gençlerin % 21’i işsiz. Okumuş, yetişmiş, meslek sahibi olmuş genç insanın işsizliği hem kendisi hem de ailesi için korkunç bir yıkımdır. Bugün mezuniyet diplomalarını karpuz sergilerine, çay ocaklarına, büfe duvarlarına asılmış pek çok gencimiz var.( Devlet her yıl 800 bin geççimize iş bulmak ve zemin hazırlamak zorunda)
Bu acı tabloya rağmen hala aynı dalda yeni fakülteler açmak, her il’de bir üniversite olacak demek! hangi aklın ürünü? Plansızlık tavana vurmuş durumda Anaokulundan başlayıp, en üst düzeye kadar eğitimde reforma ihtiyaç var. Bazı ülkeler doğru politikalarla her eğitim dalında gençlerine tarihlerini özenle okutuyor. Bir genç hangi dalda eğitim yaparsa yapsın dilini ve tarihini çok iyi bilmelidir. Eğer bu millet 1908 meşrutiyet hareketini bilse ve şuurlu biçimde değerlendirebilseydi.1960 felaketi yaşanır mıydı? Acaba 1980 öncesi bu ülkede yaşanan terörü araştırıp, derinlemesine inceleyip geçmişten dersler çıkarıyor muyuz? Ne yazık ki, okumuyoruz veya okutulmuyor.
Bizim tarihten anladığımız bir gerçek! Tarihi hiç bilmediğimizdir. Tarih bilgisi, tarih kültürü, tarih şuurunu meydana getirir. Bunlardan mahrum insanlar ve toplumlar kullanılmaya mahkûm olurlar. O nedenle gençliğimizi tarih şuuru ile bilgilendirmek şarttır.
Yarınlarımız için, güzel bir gelecek için, Devletimiz gençlikle ilgili görevlerini, sorumluluklarını yerine getirmelidir. Yarınlarımızı emanet edeceğimiz, ümidimiz olan gençliğimiz ruh sağlıkları, iman ve inanç dünyaları, tarihimize ve milli değerlerimize sahip çıkmaları ile ilgili araştırmalar yapıp hatta bir Gençlik Projesi üretmelidir. Bu olmazsa olmazımızdır.

Yorumlar