Avrupa ülkelerinde
gözlük kullanma oranı % 60-80 üzerindeyken, maalesef ülkemizde %15 ler de!
Sadece
2007 yılında Avrupa’da Karayolları Trafik Kazalarında 43.000 kişi hayatını kaybetmiştir.
Türkiye’de 5000 vatandaşımız her yıl kaza yerinde 6000 insanımız ise bu kazalar
sebebiyle 30 gün içinde hastanelerde dramatik şekilde hayatlarını
kaybetmektedir. Şimdiye kadar trafik kazalarında kaybettiğimiz vatandaşımızın
sayısı Kurtuluş Savaşında kaybettiklerimizden fazladır.
Yetersiz görme yeteneği her yıl
Avrupa’da meydana gelen Birmilyon Üç yüz bin yol
kazalarının sıkça görülen sebebidir. Kazalara sebep olan en önemli faktörün yetersiz görme olduğu belirlenmiştir.
İtalya Devleti Trafik Kazaları Araştırma Enstitüsü’nün 2008 yılı verilerine
göre, kazaların % 59 unun doğrudan ve asıl sebebi görme algılaması yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.
Trafik kazalarına sebep olan
görme bozukluğunun kazaların artmasında etkili olduğu açık şekilde görülmektedir.
Gözlük kullanma oranı Avrupa’ya göre bizde daha az olmasının sebebi bizim
vatandaşlarımızın gözlerinin sağlam olduğu göstermez. Aksine ne kadar ihmal
edildiğinin belgesidir.
Görmenin bozulması tabii bir
süreç olup, insan vücudunun yaşlanması ile bu bozulma oranı artmaktadır.
Gözleri azar azar kötüleşmeye başlayan birçok sürücü görme kusurunun
düzeltilmesi yapılmadan karayollarında vasıta sürücülüğü yapmaktadır. Bu
sebeple sürücünün belli takvimlerde Rutin
görme kontrolüne tabi olması yol ve trafik emniyetinin geliştirilmesi için
zorunluluktur.
Kontrollerde genel muayene
pratisyen doktorlar tarafından yapılabilir ancak göz ve görme sağlığının
muayenesi mutlaka göz tabipleri tarafından yapılmalıdır. Araç muayene
istasyonları çok donanımlı duruma getirilirken, sürücü göz muayenelerinin
pratisyen hekimlere bırakılmasının büyük yanlışlık olduğu bir gerçektir.
Göz ve görme sağlığı 4-5 yıllık dönemlerde mutlaka göz
hekimleri tarafından yapılmalıdır. Mevcut sürücülerin tamamının bir yıl
içerisinde mecburi olarak görme testine tabi tutulması gerekir. Çünkü görme
yeteneğinin azalması tabii bir süreçtir. Az bir masrafla tedavi olarak normal
duruma gelir.
Ayrıca
toplu taşıma sürücülerinde tabiat şartlarına göre güneşli havalarda polarize, sisli havalarda anti far gözlük bulundurulması gerekir.
Uluslararası standartlara göre üretilmiş bir güneş gözlüğü gözleri UV
radyasyonundan korur. Trafik sinyalizasyon ışıklarını homojen şekilde geçirir,
parlamayı azaltır, kontrast(zıtlık)duyarlılığını artırır.
Ucuz ve işportada satılan güneş gözlükleri ile
araç kullanılırken trafikte sinyal ışık renklerinin algılanmasında güçlük
meydana gelebilir, bu da sürüş güvenliğini bozarak kazalara sebep olur. Kolayca
kırılabileceği için göz ve yüz yaralanmalarına sebep olur, alerji ve tahriş
yapar. Kaynak Taylan Kaçaker(Anadolu Gözlükçüler ve optisyenler Federasyon
Başkanı)
Yorumlar
Yorum Gönder