Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir
inek alır. Nedendir! Daha sonra yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi
bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Velinin dergâhına kurban olarak
bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar aynı zamanda aş evi işlevi görmektedir.
Durumu Hacı Bektaş Veli helal değildir,
diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve
aynı durumu Mevlana’ya anlatır. Mevlana ise, bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı
şeyi Hacı Bektaş Veli’ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmediğini söyler
ve Mevlana ya bunun sebebini sorar.
Mevlana şöyle der; Biz bir karga isek, Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe
konmaz bu yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, âmâ o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş Veli dergâhına gider ve Hacı Bektaş Veli ye
Mevlana’ nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini birde Hacı Bektaş
Veliye sorar.
Hacı Bektaş Veli de şöyle der; Bizim gönlümüz bir su birikintisi
ise,Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden bir damlayla bizim gönlümüz
kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin
hediyeni kabul etmiştir der.
Londra’daki caminin yeni imamı şehre
gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman aynı şoföre rastlıyormuş.
Birgün, bilet alırken şoför
yanlışlıkla 20 peny yani 20 kuruş fazla para üstü vermiş. İmam yanlışlığı oturunca,
parasını sayınca fark etmiş. Kendi kendine düşünmüş 20 kuruşu geri versem mi
şoföre diye? Ama içinden bir ses de diyormuş ki “Çok küçük bir para vede şoförün zaten umurunda da değil. Otobüs şirketine
20 kuruş ne fark eder? Bu parayı Allah’tan gelen bir hediye gibi düşünebilirim”
İneceği durağa gelince, İmam kalkmış
ve fikrini değiştirmiş. İnmeden önce şoförün yanına gitmiş ve 20 kuruşu geri
vermiş ve demiş ki: ”Paranın üstünü
fazla verdiniz ”Şoför gülümsemiş ve demiş ki: Siz caminin yeni imamısınız değil mi? Aslında uzun zamandır sizi
ziyaret etmek istiyordum caminizde, İslam’ı öğrenmek için ve bilerek size fazla
para verdim nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim.
İmam inerken nerdeyse bacaklarını hissetmiyormuş,
yereyığılacakmışçasına bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışmış,
gözlerinden yaşlar dökülerek gökyüzüne bakmış ve demiş ki;
Allah’ım az daha İslam’ı 20 kuruşa
satıyordum!
Yorumlar
Yorum Gönder