AHİLİK FELSEFESİ



Ahilik,13.Yüzyılda Anadolu’dan yayılarak oldukça geniş bir coğrafyada egemen olmuş; çalışmayı ibadet sayan kalite ve güveni esas alan yardımlaşma ve dayanışmaya dayalı bir çalışma ve ahlak anlayışını ifade etmektedir.
Ahilik felsefesinin temelinde, insana özgü değerler ve insanı mutlu etme düşüncesi bulunmaktadır. Kavramsal olarak Ahi kelimesinin kaynağı tasavvuf erbabı arasında kullanılan kardeşim(ahi) ve eli açık cömertanlamlarına gelen Türkçe akı kelimesine dayanmaktadır.Ahi kavramı ahilik önderlerine verilen bir sıfat, Ahilik ise mesleki ve ahlaki bir örgüttür.
İş hayatı örnek almalı! Ahilik teşkilatı o dönemde kişilere bir meslek ve sanat öğretirken aynı zamanda sosyal hayatı düzenleyen kuralları benimsemekte, helal kazanç yoluyla onurlu, ahlaklı ve erdemli yaşamayı teşvik etmekteydi. Bir yandan zaviyelerde ahlaki eğitim yapılırken bir yandan da kişiye meslek kazandırma çabası sürdürülmekteydi. Sistemli ve adaletli bir kariyer sistemi öngören Ahilik düşüncesinde iş yeri açmak belirli kurallara ve belli düzeydeki olgunlaşmaya bağlıydı. Bir kişinin kendi iş yerini açabilmesi için farklı kademelerinden geçmesi ve en az üç usta yetiştirmesi gerekiyordu. Kariyer basamakları sosyal girişimcilik esasına dayanıyordu. Ortalama 10 yaşındaki çocuklar bir ustanın yanında yamak olarak iş hayatına atılıyordu. Özel bir törenle çıraklığa terfi eden yamaklar, hem mesleği öğreniyor hem de iyi insan olmak için yetiştiriliyordu.
Ustası tarafından çırağın mesleki ve ahlaki bakımdan yeterli olgunluğa eriştiği bildirildiğinde düzenlenen bir törenle çırağın kalfalığa geçmesi sağlanıyordu. Kalfanın usta olabilmesi için de üç tane çırak yetiştirmesi gerekiyordu. Törende Ahi Baba tarafından usta adayının kulağına Ahilik nasihati okunarak şöyle deniliyordu:
Harama bakma haram yeme, haram içme Doğru-sabırlı-dayanıklı ol, yalan söyleme, büyüklerden önce söze başlama, kimseyi kandırma, kanaatkâr ol, dünya malına tamah etme, yanlış ölçme-eksik artma, kuvvetli durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil!
Ahilik teşkilatının aktif olduğu dönemlerde emek-sermaye, üretici-tüketici, devlet-millet barışının sağlandığı ve toplumsal bütünlüğün tesis edildiği dikkate alınırsa günümüzde böyle bir yapı ve anlayışa ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuz anlaşılabilir.

Yorumlar