Bozkır'lı Emekli Tarih Öğretmeni ve aynı zamanda Bozkır'ın ülkücü aydınlarından olan Yakup İÇÖZ hocamızla Bozkır'ın Tarihi, Sorunları ve genel ülke siyaseti hakkında sıcak bir söyleşi yaptık.
Öncelikle sizi tanımayanlar için kendinizi biraz tanıtır mısınız ?
1952 yılında Bozkır’ın Kozağaç köyünde 10 çocuklu bir ailenin 8. nci çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokulu köyde, Ortaokulu Bozkır’da, lisenin bir kısmını Antalya lisesinde son sınıfını ise Bozkır’da tamamladım.Liseyi bitirdikten sonra belediyeye tahsildar olarak girdim. Bir müddet tahsildarlık yaptıktan sonra, yüksekokul okumaya başladım ve 1978 yılında bitirdim. O zamanlar anarşinin yoğun olduğu dönem olduğu için tayin istemedim. Daha sonra Milli Eğitime geçtim. Bozkır Lisesi ve Çok Programlı Lise’de Sosyal Bilgiler-Tarih ve Coğrafya öğretmeni olarak göreve devam ettikten sonra 1999 yılında emekliye ayrıldım.
1980 öncesi anarşinin çok olduğu zamanlardan bahsediyorsunuz, o günler nasıldı ve neler yaşadınız?
Okul yıllarımızda ister istemez korkuyor çekiniyorduk. Okula gidip gelirken, silahlar patlıyordu. Ben şahsım adına herhangi bir olayla karşılaşmadım. Hiçbir olaya da karışmadım. Daha çok fikir yönüyle düşüncelerimi anlatma durumundaydım. Düşüncelerimi hoşgörüyle karşımdakilere anlatmaya çalıştım. Bu benim düsturum oldu. Çocuklarıma bile her zaman okuyun araştırın, ondan sonra ne olursanız olun ne düşünürseniz düşünün diye telkinde bulunuyorum. Evime hergün farklı siyasi görüşleri yansıtan en az dört gazete alırım. Kitap okumaya ortaokul ikinci sınıfta başladım ve uzun yıllar okudum. Hastalık halindeydi bende ama son dönemde okuyamıyoruz.
Siz kendinizi milliyetçi olarak tanımlıyorsunuz. Ne zamandan beri kendinizi böyle tanımlıyorsunuz? Aktif siyasi hayatınız hakkında neler söylemek istersiniz ?
Evet, lise yıllarından beri milliyetçi camianın içindeyim. Emekli olduktan sonra yönetime de katıldık, hatta ikinci başkanlık da yaptık Milliyetçi Hareket Partisi’nde. Fakat her dönem etkinliğimiz oldu da denemez. 2001 seçimlerinde de barajı aşamamıştık. Sonra biraz daha uzak durmaya başladım. Ama hala bir ülkücü olarak aynı düşünceyi benimsemiş durumdayım.
Belediye Meclis üyeliği yaptınız dönemle ilgili bilgi verir misiniz?
Mhp ‘de bir önceki dönemde 5 yıl belediye encümen üyeliği yaptım. Belediye başkanı ve encümen üyesi arkadaşlarla önceleri her zaman müşterek olarak çalıştık. Başkana Bozkır’a hizmet noktasında destek olacağımızı kendisine ilettik. Bizim amacımız Bozkır’a hizmetti. Ama şahıslarla ilgili düşüncelerimizi söylerken Bozkır’a zararlı olduğunu düşündüğümüz olmaması gerektiğini düşündüğümüz konuları da söyledik. Bu hususta zaman zaman tartışmalarımız da oldu. Bir örnek vermek istiyorum. Şimdi çayın kenarında(Camız Harmanı mevkiinde) yurt yapımına karşı çıkmıştım. Düşüncem şuydu Bozkır’ın o kesiminin yeşil alan olarak kalmasını istiyordum. İmara açılmasını istemiyordum. O zaman 5 tane Ak Parti meclis üyesi vardı onlar da ikna oldu. 1.5 yıl kadar sonra onlar da çekildiler ve yalnız kaldık. Sonunda da o bölge imara açıldı.
Peki sizce Bozkır’ın Başlıca Sorunları Nelerdir?
Bozkır’ın en önemli sorunlarından biri Ticaret ve ulaşım yolları dışında olduğu için gelişememiş olmasıdır. 140 senelik bir belediyeliği var. Ekonomik yönden hep sapa kalmış. Tarih boyunca gelişememiş köhne kalmış bu durum karşısında da insan çok üzülüyor. Kalabalık bir nüfustan ziyade kültür şehri olarak kalmasını istiyorum. Tarım alanlarımız inşaat alanları haline gelmiş. Atıl duruma gelmiş boğazın durumu belli. İmarın düzgün yapılması gerekiyor. En önemlisi ekonominin düzeltilebilmesidir.
Siz Bozkır’ın Ekonomik anlamda geri kalmışlığını neye bağlıyorsunuz?
En önemlisi merkezi ticaret yollarına göre işlek bir yerde bulunmamamızdır. Coğrafi yeriyle ilgilidir yani. Bozkıra bir askeri birlik kurulabilir. İki yıllık okulumuz var bunun dört yıla çıkarılması olabilir. Bunun da alt yapısını hazırlamamız lazım. 1957 den beri haritalarda açık gözüken ama henüz tamamlanamamış bir Antalya yolumuz var. Çalışma olup olmadığı belli değil ama inanıyorum ki en kısa zamanda açılacaktır. Bu yol açılıp işlerlik kazanınca Bozkır’a büyük katkısı olacaktır diye düşünüyorum.
Sizce Bozkır’da ekonomik kalkınmanın öncülüğünü kim yapacak ?
Bu işler siyasi yönle oluyor. Biz rahmetli Mehmet İşler zamanında Bozkır’ın il olması için uğraştık. Hatta 74 ile başlayan plakaları bile hazırlamıştık. Zamanın bakanını karşılamaya Çumra’ya gittik. Amacımız buranın kalkınmasını sağlamaktı. Devletin iller için tahsis ettiği tüm organlarının buraya gelmesi idi, olmadı. Bu işler tamamen siyasilerin işi. Onların önderlik yapması gerekiyor.
Halk arasında, Bozkır Türkiye genelindeki iktidarları fazla desteklemiyor, her zaman mevcut iktidarla ters düşüyor, o sebeple de devlet yatırımları yapılamıyor gibi düşünceler hakim. Bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir. ?
Ben buna katılmıyorum. Halkın, iktidarlar bizden oldu veya olmadı gibi düşünmemesi gereklidir. İktidar olunca sadece oy verdiklerinin iktidarı olmuyor. Bütün Türkiye’nin iktidarı oluyor ve her yere hizmetlerin eşit olarak dağıtılması gerektiği görüşündeyim. Bu iktidarların sorumluluğundadır. Ama dediğiniz gibi maalesef bazı iktidarlar böyle davranmıyor. Belediye başkanı iktidar partisinden ise yardımları daha fazla alıyor. Benim düşüncem bu yönde. Önemli olan akıllı projelerinizin olmasıdır. Hükümetler hangi partiden olurlarsa olsunlar sağlam projelerle gittiğiniz zaman geri çevirmiyorlar. Uygulanabilir bulduklarını mutlaka destekliyorlar.
Bozkır’da birlik beraberlik sizce nasıl sağlanır?
Herkesin fedakârlık yapması gerekir. Hatırı sayılır insanlarımızın bir araya gelmesi lazım. Bu şekilde ortak bir amaç için birlik sağlanır. Bizim çocukluğumuz zamanında bu beraberlik vardı. Şimdi ise neden yok anlayamıyorum. Niyet çok önemli, onu da vurgulamak lazım. Birlik ve beraberlik hususunda samimi olmak gerekir.
Siz Bozkır tarihine olan düşkünlüğünüzle tanınıyorsunuz. Sizi Bozkır’da en çok etkileyen nedir?
Bozkır’da çalıştığım zamanlarda bir araştırma yapmaya çalıştık. Osmanlıcamız olmadığı için Türkçe yazılı eserlerden yararlandık. Üç beş arkadaş bir araya geldik. Bu ekip ile beraber Bozkır’ın tarihine ilişkin çok döküman çıkardık. Fakat yapılanın bizim olmasını istedik. Birinci kaynaklara ulaşmak çok zordu. Daha sonra bir arkadaşımız bu konuda bizim çalışmlarımızın da yer aldığı bir kitap çıkardı. Bakın Çatalhöyük dünyanın çok eski medeniyetlerinden biri. Oranın suyu da buradan yani Çarşamba çayından gidiyor. Çay boyunca dikkat ederseniz, her tarafta kaya evleri var. Bence Bozkır oradan da eski bir yerleşim birimi. Bu hususta Mustafa Yılmaz’ın da çok güzel araştırmaları var. Çok köklü bir tarihimiz var, beni en çok etkileyen yönü budur.
Milli mücadele döneminde Bozkır’ın tavrı nasıl olmuştur?
O dönem 1919 ve 1920 yıllarında Bozkır iki tane isyan ile tarihe geçmiş. Maalesef bunda en başta dış mihrakların parmağı var. Tabi meselenin tarihsel bir arka planı da yok değil. Osmanlıdan bu yana devlet Anadoludan hep bir şeyler istemiş. Halk da zar zor ne istediyse devletine vermiş. Verecek bir şey kalmayınca, işgal koşullarında devlet otoritesi ve asayiş kaybolup devlet içerisinde de Kuvay-i Milliyeciler ile Padişah ve Halife karşı karşıya gelince o dönemin eşkiyaları bundan yararlanıp etkin olmuşlar. Halkın dini duygularını da kullanıp ayaklanma çıkarmışlar. Bozkır’ın dağ köyleri dediğimiz köyler bir anlamda aldatılarak, yanıltılarak Milli Mücadelemize karşı isyan ettirilmiştir. Sonra bu isyanlar Milli Mücadelemizin meşhur komutanı Refet Bele tarafından bastırılmıştır. Bozkır’ın da milli mücadeleye katılımı sağlanmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonraki devrimlere katkımız da olmuş. Örneğin Cumhuriyetin ilk kadın muhtarlarından birisi Bozkır’lıdır, Bekele köyündendir. Kara Fatma olarak bilinir, hatta yakın zamana kadar da yaşıyordu.
Ülke gündemine gelecek olursak, biliyorsunuz ABD’nin gündeme getirdiği bir Büyük Ortadoğu Projesi var. Bu projenin yayınlanan haritalarına göre Türkiye’nin güneydoğusunda bir kukla kürt devleti kuruluyor. Bu proje sadece Türkiye’yi değil Ortadoğu’da 24 ülkenin sınır ve rejimlerinin değişmesini kapsıyor. Bu proje gündeme getirildikten sonra ABD tarafuından Irak işgal edildi, bu yıl içerisinde Libya’ya NATO müdahalesi yapıldı şimdi de Suriye karışmış durumda. İran ile ABD arasında da bir gerginlik sürüyor. Türkiye bunun neresinde duruyor?
Kürt meselesi tarih boyunca büyük devletlerce (İngiltere, Fransa, Rusya) çeşitli ekonomik ve siyasi gerekçelerle Türkiye’ye karşı kullanılmıştır. Elbette dünyanın jandarması kesilen Amerika da bu konuyu bize karşı kullanıyor. Tüm Ortadoğu BOP kapsamında dizayn edilmeye çalışılıyor, başarı da olunuyor gibi. Suriye’de son yaşananlara baktığımızda ordaki rejim de yıkılacak gibi; bu BOP merkezli olaylar dibimize kadar geldi. Aynı şeyler Türkiye’de de uygulanabilir. Örneğin “kürt açılımı” denen siyaset bir nevi bunlara zemin hazırlıyor. Habur’dan PKK’lıların girişi sırasında orda bir çadır mahkemesi kurulması gibi görüntüler, o manzara bölücü kesimi cesaretlendirdi. Artık açık açık Kürtçü siyaset yapanlar bağımsızlık ve ayrı bir devlet istediklerini resmi ağızlardan olmasa da dile getiriyorlar. Özerklik gibi söylemler o nedenle çok yanlıştır, bölücülüğü besler. Kürt devleti kurulması girişimini Türk Milleti kabul etmez, sonu kötü olaylara sebep olur.
MHP’nin son dönem yaşadıklarını nasıl yorumluyorsunuz?
Basından takip ettiğimiz kadarıyla bir oyun oynanıyor. MHP mecliste güçlü bir muhalefet yapmaktadır. Bir sonraki dönemde de Anayasamızın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmeye çalışılmasına karşı çıkacağını söylemektedir. Bu kaset olaylarını buna bağlıyorum. Yine basında söylendiğine göre bu olay halk nazarında ters tepebilir, MHP oylarını artırabilir.Hükümet istese bu kaset olayını planlayanları bulabilir.
Bozkır’ın saygı duyduğu bir büyüğü olarak Bozkırlıya vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Bozkırlıların birbirini sevmesi lazım. Birbirilerinin düşüncelerine hoşgörülü olması lazım. Bu şekilde kenetlenip birlik ve beraberliği sağlamaya çalışmalı.
Yorumlar
Yorum Gönder